6 Mayıs 2014 Salı

sagopa kajmer ahmak ıslatan


Uyanmak zor, uykunu bölmedikçe kurtuluş,
Çıkışı bulamadığın yol üzeri, gözün kapalı yıpranış,
Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış,
Ağladığını kendin görmen, ruhen yıkılış.
Onlar, anlatsan da anlamazlar,
Bir anlam da yüklemezler,
Çıldırdığını düşünürler,
O büyük düşünürler.
“Keşke konuşmasaydım” dersin,
Meğer buymuş ilk dersin,
Zor iş, kolay gelsin.
Elin boşta kaldır, tutmadıklarında,
Gözün yaşta kalır, anlamadıklarında,
Sesin titrer konuşmaya çabaladığında ardarda.
Oysa kim istemez ki, her gün ilkbahar günü?
Şiirler yazmak, izleyip kırmızı gülü.
Akan saatler, beraberinde götürür ömrü,
Kalan sağlar senindir, kaybedilenler ölü.
Ben seni gayet iyi de anlıyorum, gayet.
Ardımda bıraktığım o yollar, buradan gayet net,
İnsan bir nefis, bir nefes,
Bir özgür, bir kodes, bir hapis, bir kafes.
Yaşa etmeden pes! Kolaysa…
Zor çıkar içinden, açılmamış ne kadar kutu varsa,
Yalan dağılır içinden, açılmış ne kadar ağız varsa,
Çil yavrusu gibi dağılır, bildiğin ne kadar iyi varsa.
İlk başta suya kanar gibi kandım,
Sözlerine inandım herkesin kalpten, çok içten.
Bu uykumdan uyanmam zaman aldı,
Uyandım, uykusuzluk başladı aninden, aniden.
Yıllar öğretmenim oldu, gerçek zor okuldu.
Kaçtım dersten, derslerden, isterdim uyanmak birden,
Bir kötü kabustan cidden, aniden.
Sahiden.
Bendeki buz söndürüyor ağır ateşleri,
Yakmaya çalıştığım kısa çıralar nemli,
Karaya oturmuş geminin tayfasındanım kabaca,
Ruh halim, ejderhaya kafa tutan bir atmaca.
Bu hayat bolca kutulu bulmaca,
Bildiğin, cevaplar olur; bilemediğinde karmaşa,
Dallanıp yeşermek de var, ve bir de solmaca,
Nefesten kesilmek de var, içinde koşmaca.
Güzel bir şarkı buldum, kendimi onunla öldürdüm,
Sonra bir diğer şarkı duyup, hayata onunla geri de döndüm,
Sonra başka şarkılarla doğdum, onlarla soldum,
Ben Yunus’u şarkılarda buldum, hayatta kaybettim.
Gönlümün cennetine koyduklarım ve cehenneminde yaktıklarım.
Ne çok şey anlatıyor, gözlerine baktıklarım,
Çok şey anlatıyor, gözümden akıttıklarım,
Ahmak ıslatanlarım.
Nakarat (x2)
İlk başta suya kanar gibi kandım,
Sözlerine inandım herkesin kalpten, çok içten.
Bu uykumdan uyanmam zaman aldı,
Uyandım, uykusuzluk başladı aninden, aniden.
Yıllar öğretmenim oldu, gerçek zor okuldu.
Kaçtım dersten, derslerden, isterdim uyanmak birden,
Bir kötü kabustan cidden, aniden.
Sahiden..

Sagopa Kajmer Baytar

Bu dilden firar eden her söz yaydan çıkmış ok gibi
Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi
Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz ( Ha Ha )
Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz ? ( Haaa ? )
Aklımın ipinin ucuda kaçmış, timsah katreleri boşalsın
Bir iki damla hiç değersiz
Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev; Nam-ı Değersiz
Gece-Gündüz ömürden yontar, Dünya dönmez yarensiz
Bugün ömür yarım gün, serbest kalsın fikrim
Senin tozlarını silemez tenimden ellerim
Varlık ruhu terk eder; gözüm gözünden ayrılınca
Bendeki Aşk Altın Misâli AĞIRLIĞINCA
Sensiz benlik yokluk demek, kalbim sana emekçi
Aşk denen illet; çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi
Başım sarkıt bir mahalsiz, cümle yolumun önüne taş
Dudakların kadeyi nikah eden, çakır keyif dertdaş
Gören derki; sel ağzına bina yapmak aptal işi
Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi
Saniyeler dakikalarla yapar alışverişi
Saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi
Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir
Afitap sönük bir mum, ayrılık hâin bir zehir
Melek yanımda yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar
Bir tek bu hüznü sen boğarsın, ipek tenin derime batsın
Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım
Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
En güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım
“Odamın Hayaletisin Sessizliğine Aşığım”
# Nakarat #
Derdime çare baytarım yok
Dengeme destek tut ki durayım
Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
Ama melek bir yandan, şeytan bir yandan
Başım zindan yokluk var, bu kaçıncı şikayetim bilmem ( Sago Key Key )
# Verse II #
Kafamı duvara yasladım, omuzların yanımda yok
Ahbaplar maymun iştah sahibi, benim içim senle tok !
Yok ki gücüm, belki devler ülkesinde bücürüm
Sessizliğinle gelir hüznüm, yokluğunda gömülü ölüyüm ( Yeah )
Bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim
Yalnızlığıma küfrederim, sensiz halden müştekilim
İlelebette dönmez olsan; bil ki yalnız nöbetteyim
Hatalarıma savaş açtım; her gün farklı kefendeyim
Hayat günlük defter yaprağı; hazan gelir dökülür
Gelirken ne getirilir ki ? Giderken ne götürülür ?
Dertle anlaş devâ bul, üzüntü kalbi sömürürür
Yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür
Gülüşle şen değil gönül bucaklarında harabeler
Bu hilekâr tavırla geçer fena saatler ( Yeah )
Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller
Aşk ilinde bir tarafta cüceler diğer yanda devler
# Nakarat #
Derdime çare baytarım yok
Dengeme destek tut ki durayım
Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
Ama melek bir yandan, şeytan bir yandan
Başım zindan yokluk var, bu kaçıncı şikayetim bilmem
Melankolia 2006 Kuzen ( Ha )
Sago Kaf-Kef ( Vay )
Melankolia ( Vay )
Sagopa Kajmer ( Vay )
Mahlâsı Kaf-Kef

Berksan – Yağlı Boya



eski bir valiz gibi şu kalbim
doldurmuş tıkıştırmışım
yollarda yarıştırmışım
aşkın en baharatlı kısmından ısırmış koparmışım
ne çıksa yakıştırmışım
tam buldum sanıyorum
en başa dönüyorum kimin elini tutsam kolunun kırıyorum
vazgeçtim istemedim gönlümü yenemedim ah şu aşkın elinden kendime gelemedim
kördüğümmüyüm karabüyümüyüm
sakın yaklaşma bana
bulaşır karışmam ha
demedi deme ama
değmesin yağlı boya

Berksan – Yalancı Yaz



sende git ben bile bende değilken
kırılmam sana uzun oldu bu veda
gözlerin dudaklarından ayrı söylüyor
sende git düşünme bu ne ilk ne son içimde
bilirim gönülde bitince akıldaki unutulur
kaç yalancı yaz geçirdi buz kesti gönlüm
kaç rızasız söz verdim bin defa öldüm
iyidir hoştur demek alışkanlık olmuş
bende durum sorma anlatamam uzun olur

Berksan – Üzeceğim

GÖZÜM YAŞINA BAKMADAN
BENİ KAÇ KEZ ALDATTILAR
KAÇ KEZ AĞLATTILAR
KALPSİZ VİCDANSIZLAR
BENİ KAÇ KEZ PARÇALADILAR
GÜVENDİĞİM YALANCILAR
ÇALDILAR HEVESİMİ
İNANDIĞIM HERŞEYİ ALDILAR BENDEN
BUNDAN BÖYLE BENDE ÜZECEĞİM
KALPLERİ FETHEDİP TERK EDECEĞİM
HER GECE BİR BAŞKA BEDENDE
YANIP YANIP SÖNECEĞİM


Merhaba de! nigga bak geri döndüm beni bekliyordunuz sanırım
Adam oldu bir iki sünepe tipik Orospu çocukluğunun sendromu
Bana vermekten geceleri iş yapamaz oldu manitana maaş bağladım
Aşşağılık yavşaklar ağzını kapatmalı bu sefer fena sıçırttım
Her renkten bi bebek peydahladı beni bekler annen ve bana seslen
Yeni bi vuruş modeli verir adımın anlamını bilmeyenleri de bunu söyle
Dizlerime kapanıp af dilediğini söylememenin aslı cidden derindi
Biraz akıllı ol diye zaman verdim ama götü kaşınan yine sendin
Hadi beni topfriend’ine koy sana kol gibi rhyme kastırdım.
Skip’ini kes yıkabilecek yok beni
Bu sikimin evladına hediyem var pepepektik
Bir sik gerekir elimden çıkarmak için ablanla ilgili
hepimiz memememeleri dik duruşlarından belli çok sevindi
Hilkât garibesine döndü bulun adresim belli beni arayanlar
Karı kız’la işim yok ortalık fallik doldu zaten hepsine kürtaj yaptırmak gerekli
Öncelikli o delikli zarının dikilmesi önemli
Yetiştirme yurtları yeni piçlere kucak açacak seni bekler gibi.
2x( Nakarat )
Kapında köpek O’dur.Ölüne lanet okut
Sarıp başa dinleyin bu delinin diyaloğu
Hesap kabardı sorun dileyin elbet olur
Deliliğin diğer adı allame sendromu
Konuşmak istediğim bikaç şey var nerden başlasam ki bilmem,
Kimi kalemime tıpkı menekşe edasıyla işlettim tahmin edemezsin,
Af dileme yalama oldu ağzın artık bana saksodan oldun arsız,
Hayatının hatasıydı şahsımdan disslenmek bu track ani taarruz,
İtiraf ediyorum rap’i ben bozdum sana anlatmak istemiştim,
Fakat aklına takılan Yarraklar seni kendinden geçirmişti
Kim korkar rap’in amcıklarından arta kalansa tek bi dal cigara,
İnziva vakti gelmedi henüz büzüşmeyin iltifattı sana çakmam,
Gard al! renkleri kan göt edecek, arkandan gelsin patlak tayfan,
Fark yapmaz bana kaltaklık yapman makyajın aktı surattan,
Cebine bir iki lira koyun atarını kesecektir eminim,
Eziklerin işi kaliteme ulaşamadıklarından dolayı bana göt vermektir emelleri,
Kel alaka ne alaka bu rape kro gerekmez, ağzını kapat bu zarf’ı yuttu,
Tüm alem Allâme adıyla kopar ve bahanen olsun Kerhanen,
İtimat göster iltifat gör azcık spin atmasın arka tarafın artık,
Yok size, bana yalakalanıp adam olmak isteyenler feryâd’ı…
2x( Nakarat )
Kapında köpek O’dur.Ölüne lanet okut
Sarıp başa dinleyin bu delinin diyaloğu
Hesap kabardı sorun dileyin elbet olur
Deliliğin diğer adı allame sendromu

Atiye Deniz – Bile Bile

Sana hayaller getirdim
Beraber izleriz diye
Sana sundum en güzelini
Beraber seçeriz diye
Yorulmadım sevmekten
Yorulmadım vazgeçmemekten
Yorulmadım hayal etmekten
Anlarsın diye beklemekten
Özledim seni aramayı yanında olmayı
Özledim seni özgürce koklamayı okşamayı
Özledim sana her halinle sarılmayı
Seninle senin olmayı
Ben sana aşığım her şeyi bile bile
Hadi seçelim bir yaşam seve seve

Atiye Deniz – Beyaz Eşya

Ben senin evinde
Sakladığın buzdolabın
içinden Bekletip birşeyler aldığın
Ben senin evinde
Çamaşır makinen
Çorabı gömleği toplayan temizleyen
Yine geldin geç eve
Vardır iyi bahanen
İş yemeği yorgunluk
Acımalıyım sana
Git bunu etekliye romantik erkek diyene
Yüzüne boya sürene anlat hadi güle güle
Ben senin evinde eletrik süpürgen
Çöplerini tozlarını toplayan temizleyen
Ben senin evinde güzel yemek pişiren
Seni üzmeyip istediğin yerde gülümseyen
Yine geldin geç eve vardır iyi bahanen
İş yemeği yorgunluk acımalıyım sana
Git bunu etekliye romantik erkek diyene yüzüne boya sürene
Anlat hadi güle güle

Joker – Sesimi duyan varsa

Mikrofonun karşısındayım namlunun arkasında değil
Bir çocuk parkı burası fakat mayın tarlasında
bu neyin kavgasıydı atam affet 10 kasım’da yasaklandı hem de 21.yy ortasında
Milyar dolar’lar harca şimdi mason locasından karnı doysun herkesin şeytanın sofrasında
Meydanın boş nasılsa kimse sesini çıkarmadı yok olurken bir nesil Japonya’da atom bombasıyla
Peki ya sonrası mı yüksek amerikan borsasında güçlenirken şirketler bebeğin sakat doğması
Ülkeler nükleer yarışta kimse ses çıkarmasın bilseler dahi sustular Nato burnunu sokmasın.
Birleşti milletler güney ve doğu’nun ortasında satılmış bir politika ve pkk haritasıyla
Bu plan gerçekleşmek için güneşin batmasını beklerken değişmeli kader alın yazısıyla
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
Ülkede terör , futbolda şike ,eğitim paralı söyle israil masum ve çocukları niçin taradı.
Düşünmez kimse ne yazık ki yetim kalanı , meydanlarda siyasilerin binlerce seçim yalanı.
Geçin bunları battıkça batmaktayız dibe , çünkü medya yalanlarına susup bakmaktayız yine.
Polis tartaklayıp biber gazı atmaktaydı diğer tarafta elinde ekmek yerde yatmaktaydı biri.
Bütün bunlar olurken hep yazmaktaydım milletin açken ve kini bi kaç kaltaklaydım.
Hiphop mu bizi birleştiren ortak payda , Ne yazık ki bir çoğunuz beklemekteyken pop’tan fayda.
Çıktı ok çoktan yaydan , hep aynı boktan rhyme’lar
Tıpkı herşeyini kaybetmiş nesle ok satmayla aynı şey şarkılarda özendirmek sokcam yapıcağınız işe.
Bırak mikrofonu Popstar hayranı.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
İnsan cani , insan fani , insan işkence eder hayvanlara sonra der insanlık hali
İnsan cahil , insan zalim bu ülkedeydi kadına şiddet çocuk gelin bebeğe cinsel taciz.
İnansan ayrı , inanmasan ayrı dışlarlar inan çocuklar gitti okula hem de kar’da kış’ta.
Söylesene ne yapsın başka çare kalmamışsa , sokak çocuklarını yargılama sokak’ta yatmamışsan.
Neyse sen benim bunları yazmadığımı say , utanıp sıkılmadan internette vatan kurtardım san.
Halkını umursamaz el sallar makam arabasından ,tek istediğim mezarda dahi rahat yatamasınlar.
Herşeyi yasaklasınlar çıkarcı yavşakmısın lan? Katil polislerden medet ummak boşa nasılsa.
Yılda bir değiştirilen sistem herkes bocalasın lan , gırtlağına kadar halkı borca batırsınlar.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi bu limandan ayrıldı. (x)

Hidra – Ölüme İnat


Verse 1:
Yazarken sema karanlık ruhum için sabah yok
El kalemde mumları yak ,eski kadehe şarap koy
Ankara’da deniz bende uçmak için kanat yok.
Hiçbir şiirin içinde bu ruhum gibi sanat yok.
Ölüme inat yazıyorum bu sayfa kalbe huduttur
En güzel hikayedeydik insanlığını unuttun
Tenimi kuruttun bu şehirde tek buluttun
Üzülme bazen ölmek bile insan için umuttur!
Kahve bardağından yüzüme doğru vuran sıcaklık
Yaz gününde kaldı aşk ve mevsimimiz kış artık
Ruh halim bozuk plakta dönüp duran bir şarkı
Biz bir hayal kurar onunda birden içine sıçardık.
Mastar eklerinde kaldı bütün fiiller
Dile gelince geceyi gündüz eden soğuk şiirler,
Sırtım yere gelmedikçe döner gider değirmen
Ve bir gün tanrı olsanız da karşınızda eğilmem!
Nakarat (x2):
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
Aklımın ucunda birileri var bana
Birileri git diyor birileri kal
SKİT:(Hey, Fatih Uslu dünyadan.. ölüme inat beat by İtaat soğuk şehrin soğuk adamı.)
Bölüm 2:
Bi dağ misali gururlu bi duruş sonra duruldum
Bi kuruş yoktu cebimdeki isteseydim bulurdum
Bi buluşmaydı gökyüzünde nefretim ve umudum
Nefretim kazandı ben de azad ettim bu ruhu.
Günahın bir ruhuydu yeryüzünde tek melek
Bir asır sonra gelip senden tutunmamı bekleme
Kabus ol bu sonbaharda delir! Kapımı tekmele.
Ne kadar cambaz olursan ol takılıcan direklere
Ölüm bahçesinde en kırmızı gül benim.
Dün denen yalanla geçti bak en güzel günlerim
Dün değil bugündeyim bu dün senin bu gün benim
Ve öyle sert de değilim eğer gülseniz gülümserim
Bir ilham kaynağım yok 55 senelik radyolar
Evimde çalar yatak odamda 40 senelik karyolam
30 senelik aşkta bir gün yuvarlanır dar yola
Ben 20 senelik adam bindim hayat denen kamyona!
Nakarat (x4):
Gel limanıma gemileri yak (ben)
Ölümüne yazıyorum ölüme inat (gel)
Aklımın ucunda birileri var bana
Birileri git diyo birileri kal..